<html><head><meta http-equiv="Content-Type" content="text/html; charset=UTF-8"></head> <body leftmargin="25" topmargin="20" font face="Verdana" size="2"><b><font face="Verdana" size="2">Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2022/1153 E. , 2022/2018 K.</font></b><ul><li style="font-family:Verdana;font-size:12;font-weight:bold"></li></ul><ul style="list-style-type: circle;font-family:Verdana;color:#104d96;font-size:12"></ul><br> <b><font face="Verdana" size="2">"İçtihat Metni"</font></b><p align="justify"><font face="Verdana" size="2"> T.C.<br>D A N I Ş T A Y<br>ONUNCU DAİRE <br>Esas No : 2022/1153<br>Karar No : 2022/2018 <br><br>TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ... <br> 2- ... <br>VEKİLİ : Av. ...<br>TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- ... Bakanlığı <br> VEKİLİ: Av. ... <br> 2- ... Bakanlığı<br> VEKİLİ: Av. ...<br>DİĞER DAVALILAR : 1- ... Belediye Başkanlığı <br> VEKİLİ: Av. ... <br> 2- ... Bakanlığı <br> VEKİLİ:...<br><br>İSTEMLERİN_KONUSU : Davacılar murisi ...'in 28/08/2006 tarihinde tekneye bağlı paraşüt ile (parasailing) uçuş yaparken tekne ile bağlantıyı sağlayan iplerin kopmasına ilişkin kaza sonrasında vefat etmesi nedeniyle davalı idarelerin gerekli denetimleri yapmayarak izinsiz ve belgesiz su sporu yaptırdığından hareketle hizmet kusuru işlediğinden bahisle ... için 10.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi ve ... için 15.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 60.000,00 TL tazminatın olayın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 12/06/2019 tarih ve E:2018/2032 K:2019/2929 sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle ... İdare Mahkemesince davacı ... için 45.013,98 TL maddi, 3.000,00 TL manevi, davacı ... için 2.724,76 TL maddi, 3.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 26/02/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesi yolunda verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararın taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.<br><br>TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : 1- Davalı İçişleri Bakanlığı tarafından, zarar görenin ve 3. kişinin kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiği, idarelerinin kusurunun bulunmadığı, faizin başlangıç tarihinin hatalı belirlendiği, idarelerinin harçtan muaf olduğu, Davalı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından, idarelerinin herhangi bir eylemi, işlemi veya denetim yetkisinin bulunmadığı, bu nedenle idarelerine atfedilebilecek herhangi bir kusurun da bulunmadığı, ayrıca zarar gören ve 3. kişinin kusurunun illiyet bağını kestiği, karara esas alınan bilirkişi raporunda hukuki değerlendirme yapılmasının hatalı olduğu, faizin başlangıç tarihinin hatalı belirlendiği, idarelerinin harçtan muaf olduğu belirtilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.<br>2- Davacılar tarafından, İdare Mahkemesince hükmedilen manevi tazminatın yetersiz olduğu belirtilerek İdare Mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.<br><br>KARŞI_TARAFIN_SAVUNMALARI : Davalı idarelerden Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmakta olup, diğer davalı idare İçişleri Bakanlığı ile davacılar tarafından savunma verilmemiştir.<br><br>DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ... <br>DÜŞÜNCESİ : Davalı idarelerin ...'e ödenmesine hükmedilen maddi tazminata işletilecek yasal faizin başlangıcı yönünden temyiz istemlerinin kabulüne, davacılar ile davalı idarelerin diğer temyiz istemlerinin reddine, İdare Mahkemesi kararının ... için faizin başlangıç tarihi yönünden düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.<br><br>TÜRK MİLLETİ ADINA<br>Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden davalı idarelerden Kültür ve Turizm Bakanlığının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:<br><br>İNCELEME VE GEREKÇE:<br> Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, davacı ... yönünden kabulüne karar verilen maddi tazminat tutarına işletilen faizin başlangıç tarihi dışındaki kısımlar yönünden incelenmesi:<br><br> HUKUKİ DEĞERLENDİRME :<br>İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.<br>Temyizen incelenen kararın kabulüne karar verilen maddi tazminat tutarına işletilen faizin başlangıç tarihi dışındaki kısımları usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.<br>Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, davacı ... yönünden kabulüne karar verilen maddi tazminat tutarına işletilen faizin başlangıç tarihine ilişkin kısım yönünden incelenmesi:<br><br> İLGİLİ MEVZUAT:<br>2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda Danıştay'ın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.<br><br>HUKUKİ DEĞERLENDİRME :<br> Faiz; en basit biçimiyle, idarenin tazmin borcu bağlamında; kişilerin, idarenin eylem ve/veya işlemlerinden dolayı uğradıkları zararların giderilmesi istemiyle başvurmalarına karşın, idarenin zararı kendiliğinden ödemeyip, yargı kararıyla tazminata mahkûm edilmesi sonucunda, idarenin temerrüde düştüğü tarihten tazminatın ödendiği tarihe kadar geçen süre için 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna göre hesaplanacak tutarı ifade etmektedir. <br>2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye başvuru yapılmışsa yapılan başvuru tarihi, idareye başvuru yapılmadan adli yargıda dava açılması halinde ise adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması, dosyada miktar arttırımı söz konusu ise, dava dilekçesinde yer alan miktarlar için idareye başvuru tarihinden, miktar arttırımı yoluyla arttırılan miktarlar için ise miktar arttırım dilekçesinin idarenin kaydına girdiği tarihten faiz uygulanması, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.<br>Somut olayda davacılar tarafından olay tarihinden itibaren işletilecek faiz ile birlikte tazminatın ödenmesi talebinde bulunulduğu, Mahkeme kararında ise dava dilekçesinde talep edilen tazminat miktarı ile miktar arttırımı dilekçesi ile arttırılan tazminat miktarı açısından ayrım yapılmadan davacılar lehine hükmedilen tazminatın, idareye başvuru tarihi olan 26/02/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir. Dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat ile manevi tazminata idareye başvuru tarihi olan 26/02/2007 tarihinden, miktar arttırım dilekçesi ile artırılan kısım yönünden ise söz konusu dilekçenin idareye tebliğ tarihi olan 10/02/2021 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmektedir.<br>İdare Mahkemesince, verilen gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer alan; "2-)Davacı ...'in maddi tazminat talebinin kabulü ile 45.013,98 TL tazminatın idareye başvuru tarihi olan 26.02.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken davalılar İçişleri Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından davacı ...'e ödenmesine," ilişkin kısmının, "2-)Davacı ...'in maddi tazminat talebinin kabulü ile 45.013,98 TL maddi tazminatın, dava dilekçesinde istenen 10.000,00 TL'lik kısmının idareye başvuru tarihi olan 26/02/2007 tarihinden itibaren, miktar artırımı dilekçesi ile arttırılan 35.013,98 TL'lik kısmının ise miktar artırımı dilekçesinin davalı idareye tebliğ edildiği 10/02/2021 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte müştereken davalılar İçişleri Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından davacı ...'e ödenmesine," şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.<br><br>KARAR SONUCU :<br> Açıklanan nedenlerle;<br>1. Davalıların temyiz isteminin davanın esası yönünden REDDİNE, kabul edilen maddi tazminat isteminin miktar artırım dilekçesi ile artırılan kısmının faiz başlangıç tarihi yönünden KABULÜNE<br>2. Davacıların temyiz isteminin REDDİNE,<br>3. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, <br>4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/04/2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.<br><br>(X) - KARŞI OY :<br> 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, görevli olmayan adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibarıyla yasal faiz uygulanması, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir. <br> Dava şartı olan ön karar için idareye yapılan başvuruda ihlal edilen hakkın yerine getirilmesinin istenilmesi esas olup, idare ile işin esasında ihtilafa düşüldükten, başka bir ifadeyle idare tazminat istemi karşısında direnmeye (temerrüde) düşürüldükten sonra davacının tazminat miktarını dava açarken serbestçe tayinine hukuki bir engel bulunmamaktadır. Nitekim Danıştay’ın yerleşik içtihatları da bu doğrultudadır. <br> AİHM tarafından, devletin sorumluluğuna ilişkin tam yargı davalarında talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun dava devam ederken anlaşılması durumunda, davacıya talep edilen miktarı arttırma hakkı verilmemesinin adil yargılanma hakkının ihlali olarak kabul edilmesi nedeniyle istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 4. fıkrasına 30/04/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile, “Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir.” cümlesi; aynı Kanun'un 5. maddesi ile de, 2577 sayılı Kanuna geçici 7. madde olarak, “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dahil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır.” cümlesi eklenmiştir. <br> Aktarılan düzenlemeyle, nihai karar verilinceye kadar harcı ödenmek ve bir defaya mahsus olmak üzere, “süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin” dava dilekçesinde gösterilen tazminat miktarının artırılmasına imkan verilmektedir. Böylelikle, artırılan miktar açısından da dava dilekçesinin verildiği tarihteki hukuksal koşullar geçerli bulunmaktadır.<br> Yapılan bu açıklamalar karşısında, miktar artırımına ilişkin dilekçenin yeni bir dava niteliğinde olmayıp mevcut davada talep edilen tazminat miktarının ıslah suretiyle artırımına olanak sağlayan yasal bir hakkın kullanımına ilişkin olduğu da göz önünde bulundurulduğunda, artırılan tazminat miktarı yönünden davanın kabul edilmesi halinde, yasal faizin başlangıcının bu miktar yönünden de, idarenin uyuşmazlığın esasında ihtilafa, bir başka anlatımla temerrüde düştüğü tarih olduğu; aksi bir durumun hakkaniyete aykırı olacağı sonucuna varılmaktadır.<br> Bu itibarla; olayda, davacılara ödenecek maddi tazminatın yasal faiz başlangıcının, miktar artırımına ilişkin dilekçe ile artırılan tazminat miktarı yönünden de, idareye başvuru tarihi olduğu, dolayısıyla mahkeme kararında bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmadığı, kararın bu kısmının da onanması gerektiği oyuyla düzelterek onama yönündeki Daire kararına bu yönden katılmıyorum.<br></font></p></body></html>
,İdare Tazminat